DİYARBAKIR- 18 gazeteci hakkında iddianame hazırlayan savcının atanmasına ilişkin yazdığı yazı nedeniyle “terörle mücadelede görev alan kişileri hedef aldığı” (TMK 6/1) iddiasıyla tutuklanan Mezepotamya Ajansı (MA) muhabiri Fırat Can Arslan , bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Savcılığın ceza ve tutukluluk talebine rağmen mahkeme Arslan’ın beraatına ve tahliyesine karar verdi.
‘GAZETECİLİK REJİMİN BELİRTTİĞİ SINIRLAR İÇİNDE BAĞLANMAYA ÇALIŞIYOR’
Arslan, tutuklu bulunduğu Sincan 1 Nolu Kapalı Cezaevi’nden bugün Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşmaya avukatı Şevin Kaya ile birlikte Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) işlemiyle katıldı. Duruşma salonunda avukatlar Resul Temur ve Çiğdem Kozan hazır bulundu. Duruşmayı Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) ve gazeteciler izledi.
Kimlik tespitinin ardından savunmasını yapan Arslan, gazeteciliğin yargılandığını söyledi. Gazeteciliğin temellerini sıralayan Arslan, savunmanın başındayken mahkeme başkanı tarafından “Şimdi savunmanıza geçin” denildi. 18 gazetecinin yargılandığı aynı mahkemede kendisinin de yargılanmasını trajikomik bulan Arslan, “Bu meslek birilerini her zaman rahatsız etmiştir. Gazeteciler her zaman hedef gösterildi. 90’lı yıllarda gazeteciler faili meçhul ama bilinen cinayetlerin kurbanı oldu. Kürt gazetecilere yönelik saldırılar AKP döneminde artarak devam etti. Manipülasyon politikası uygulandı. 15 Temmuz’dan sonra yargı tek adama devredildi. “Gazeteciliği rejimin belirlediği sınırlar içinde tutmaya çalışıyorlar” dedi.
‘ERDOĞAN KARAR YAYINLAMALI VE ‘BUNLARI YAZARSIN, BUNLARI YAZMAZSIN’ DEMELİ
Savcının kişisel sorunlarından ve hırslarından intikam almak amacıyla soruşturma başlattığını belirten Arslan, “Bu dosya bir siyasi hoşgörüsüzlük dosyasıdır.” Yargı bağımsızlığı konusundaki tartışmalara dikkat çeken Arslan, bu belgenin denetimsizlik konusunda çok güzel bir örnek olduğunu ve savcının ‘görevi kötüye kullanma’ suçunu işlediğini belirtti. Türkiye’nin basın özgürlüğü sıralamasındaki konumuna dikkat çeken Arslan, “Durumumuz vahim. Ne yazmalıyız? O halde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Resmi Gazete’de bir kararname yayınlaması ve ‘bunları yazarsınız, bunları yazamazsınız’ demesi gerekir. Bu kadar hukuksuzluk yaşanırken sessiz kalalım. ‘Kürt sorunu yoktur’ diyelim. Roboski ve Cizre hakkında yazmayalım. Uzman çavuşların Kürt kadınlarına yönelik cinsel saldırılarını yazmayalım. Topluma karşı sorumluluklarımız var. İçeride mi yoksa dışarıda mı olduğumuzu yazacağız. “Hakikati savunmaya devam edeceğiz” dedi.
‘Hükümet yanlısı değil, kural yanlısı değil’
Yargılandığı içerikle “yandaş medya”dan yüzlerce haber örneğini sunabileceğini belirten Arslan, “Bunları dava edecek cesaretin var mı?” tepki gösterdi. Mahkeme başkanı duruşma tutanaklarında “yandaş” ifadesini “hükümet yanlısı” olarak yazdı. TMK 6/1 kapsamında tutuklanan ilk gazeteci olduğunu hatırlatan Arslan, şöyle devam etti: “3 sayfalık iddianame hazırlandı. İddianamede PKK’nın tarihine değinildi. Sanki bir örgüte üye olmaktan yargılanıyormuşum gibi sunuldu. Bu bile her şeyi özetliyor. Bende ‘kaçma şüphesi’ olduğu belirtildi. Bu, 8 ay içinde hakkımda açılan üçüncü soruşturmaydı. Birinden beraat ettim. Bir başka olayda ise ev baskını sırasında gözaltına alındım ve adli kontrol kararları uygulandı. Bir gün bile kaçırmadım. Kaçmaya hiç niyetim yok ve kaçma konusunda herhangi bir şüphem olduğuna dair bir işaret de yok. “Serbest bırakılmamı talep ediyorum.”
AVUKAT TEMUR: BİRLİKTE SORUŞTURMA YAPTIKLARINI GÖRDÜM
Arslan’ın ardından Avukat Resul Temur konuştu. Savcı ve üye hakimin “terörle mücadelede görev alan kişiler” olarak değerlendirilemeyeceğini belirten Temur, “Yönetmelikte ‘personel’ tanımı kullanılıyor. Çalıştıkları için bu tanıma dahil edilemezler.” Savcı ya da hakim olarak yargılamalar kamuya açık. Adı geçen hakimin açıklanması gibi bir durum söz konusu değil. Arslan’ın gözaltına alınıp tutuklandığı gün söz konusu savcı soruşturma savcısıyla aynı odadaydı. Birlikte bir soruşturma yürütüyorduk” dedi. Temur, bu soruşturmanın adil bir soruşturma olmadığını, savcı dayanışması meselesi olduğunu belirtti.
BERAAT KARARI
Timur’un ardından savcı da esasa ilişkin mütalaasını sundu. Arslan’ın, söz konusu paylaşımıyla söz konusu savcı ve üye hakimin PKK/KCK örgütü mensuplarına tanınmasına neden olduğunu belirten savcı, Arslan’ın cezalandırılmasını ve tutukluluğunun devamını talep etti.
Duruşmanın ardından mahkeme başkanı Arslan’ın beraatına ve tahliyesine karar verdi.
